Çok kısaca özetlememiz gerekirse, bölgemizin bizlere
sunduğu kalite ve çeşitliliğin hakkını vermeye çalışıyoruz!
Bölgemizin bahşettiği ot, meyve ve sebzeleri
mevsimlerinde doğadan toplayarak saklıyoruz. Saklamada
temel kaygımız, ürünlerin besin değerlerini kaybetmemesi,
"tarımda sürdürülebilirlik"e inanıyoruz. Bu nedenle
köyümüzü merkez alan kuş uçumu 200 kilometrelik bir
çap dışından tarımsal ürün temin etmemeyi ilke alıyoruz.
Lezzet, çeşit ve sağlıklı beslenmenin biribirlerinin
alternatifi değil fakat tamamlayıcı unsurları olduğunu
biliyor ve uyguluyoruz.
Hiçbir reçelimizin meyvesini dışarıdan almıyor, kendi
ellerimizle topluyoruz! Mevsiminde dağ çileğini dağdan,
harnup’u bahçemizden hasat ediyoruz.
Serbest gezmeyen, doğal beslenmeyen hiçbir tavuğu ne
yiyor ne de servis ediyoruz. Kahvaltıda sunduğumuz hiçbir
yumurta endüstriyel değil.
Maalesef sahip olduğumuz zeytinlikler yeterince bakım
görmediği için kendi zeytinyağı üretimimiz yetmiyor.
Bunun için ‘’kadın emeğinin’’ öncü olacağı bir kooperatif
örgütlenmesi içinde ‘’2deniz’’ markalı zeytinyağı üretimini
hedefliyoruz. Pek tabii, taş baskı, soğuk sıkım…
Fetiş ‘’organik’’ şehir efsanesi sözcüğünü
sertifikalandırana kadar kullanmamaya özen
gösteriyoruz...
Deniz balıkları ve çiftlik balıklarını ayrı tepsilerde
sunuyoruz. Kum midyesi ‘’Vongole’’yi dondurulmuş
kullanmıyor, Dalyan’dan tedarik ediyoruz. Keza mavi
yengecimiz de Dalyan’dan geliyor...
En önemlisi, bütün bunları kocaman bir "hijyen" parantezi
içinde yapıyoruz…